E-spor gerçek bir spor mudur?
Tüm dünyayı etkisi altına alan ve sıkça duyduğumuz E-spor dijital bir spor alanı olarak tanımlanıyor. Son yıllarda ülkemizde üç büyüklerin de dahil olduğu ve birçok ülke tarafından federasyonlarca tanınan E-spor yıllık yaklaşık olarak %40 oranında büyüme hacmine sahip. Farklı çevrelerde E-sporun gerçek bir spor olup olmadığı konusundaki tartışmalar hala devam etsede E-spor Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin de gündemine taşındı. Spor olarak tanınan ancak sanalda olsa şiddetin olması ve ölümle sonuçlanması gibi durumlardan dolayı şimdilik olimpiyatlara alınmayacağı kararlaştırıldı. Bu tartışmaya dahil olmadan önce işe sporun yaygın olan tanımını konuşarak başlayalım. Spor; önceden belirlenmiş kurallara göre bireysel veya takım halinde, genellikle rekabete dayalı yarışma, kişisel eğlence için yapılan fiziksel veya zihinsel aktivite olarak ifade edilir. Monster Notebook Şirketi’nde Head of Gaming olarak görev alan Kayra Keri Küpçü burada zihinsel aktivite kısmı oldukça önemli diye belirtiyor. Küpçü’ye göre; “ E-sporda hem zihinsel bir aktivitede bulunup strateji belirleniyor hem de fiziksel olarak refleksler çok sık kullanılıyor. E- spor bu bağlamda normal spordan farklı olmamakla birlikte farklı bir yanı dijital bir gereksinime de ihtiyaç doğurması. Kaldı ki sporun pek çok türünde materyal (top, raket, saha vb.) ihtiyacı da bulunmaktadır”
Tanımdan yola çıkarsak E-spor ayrıca geleneksel sporlarda olduğu gibi bireysel ya da takım halinde yapılabilen bir spor türüdür. İçerisinde oldukça büyük bir rekabet unsuru barındırır.
Geleneksel sporlar ile kıyaslandığında toplum ve aileler tarafından tepki ile karşılanan E-spor ekran süresinin uzunluğu ve gençleri asosyal olmaya ittiği iddia etmesi açısından eleştirilere maruz kalıyor. Konunun uzmanları ve E-spor oyuncuları bu durumu farklı bir perspektiften değerlendiriliyor. Next in Game Ajans Direktörü Aykut Özdemir’e göre; “Disiplinli bir takım çalışmasını da gerektiren E-spor geleneksel sporlar ile çok karşılaştırılıyor. Fiziksel aktivite olmadığı söylense de sabit bir ortamda kas ve iskelet sisteminin uzun saatler boyunca kalmasından dolayı, öncesinde doğru egzersizlerin yapılması gerekli.Bunun yanı sıra fiziksel dayanıklılığın da olması gerekli. Özellikle League of Legends ve PUBG gibi oyunlarda el göz koordinasyonu anlamında reflekslere sahip olmalısınız. Ruhsal ve mental gelişim içinde takım oyunu önemlidir. Makinanın çalışan dişlilerinden biri olursunuz ve takım ruhunu deneyimlersiniz”
Bir bütüne ait olma hissi önemli bir iç motivasyon kaynağıdır, Yukai Chou’nun ünlü oyunlaştırma modeli Octalysis’te belirttiği gibi kendinizden daha büyük bir şeyin parçası olmak ve aidiyet hissi son derece önemlidir. Hızlı karar alma, sorumluluk alma ve görev dağılımını iyi yapmak gerektiğinde inisiyatif almak oyuncuların hem sosyal hem de özel hayatlarında tecrübe ettikleri önemli konular arasında yer alıyor. Ergenlik çağı sosyal ilişkilerin sıkıntılı olduğu dönemlerdir. Bir arenada hayatta kalma savaşı vermek gençlerin sosyal becerilerini de geliştiriyor. Ayrıca sadece kazanmayı değil kaybetmeyi de öğretiyor. Aileler ve toplumun genel bakış açısı teknolojiye yeteri kadar adapte olamamalarından kaynaklı kısır bir döngüde kalabiliyor. Gençlerin ilgi alanları ve vakit geçirdikleri, tecrübe ettikleri oyunların içeriğinden yetişkinlerin haberdar olmaları gerekir. Bunun içinde teknolojiye ayak uydurma gerekliliği kendini iyiden iyiye hissettiriyor. Ayrıca Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde e-spor istihdam alanı da yaratıyor. Ciddi paralar kazanılan bir mecra haline gelen bu alanda E-spor oyuncuları ayrıca üniversite bursları da alıyor.
Teknoloji hızla ilerliyor, biz yetişkinler için yeni neslin ihtiyaçlarına daha geniş bir pencereden bakıp anlamaya çalışmak ve değişime ayak uydurmak son derece önemli. Ön yargılardan uzak kalıp onlarla aynı havayı teneffüs etmek ve oyunun içine doğan yeni nesil ile ortak bir alan yaratmak öncelikli hedefimiz olmalı.